Atatürk’ün 1934 ‘de erata dağıtılmak üzere hazırlattığı Askerin Ders Kitabı’nda Milli Kimlik.
SEN TÜRKSÜN!..
Yeryüzünün en ulu milletindensin: Sana anlatacağımız (tarih) tarih denilen yazılar ortada yokken senin milletin doğdu. Kanı temiz, yüreği yılmaz, gücü pek yeryüzüne geldi. Onbinlerce yıl önce yaşadın, yine öyle yaşayacaksın!.. Senin dedelerinin, ninelerinin çok önce kurduğu yurtlar şenlikte yeryüzünün cenneti oldular. Bil ki; başka milletlerin görgüde, yapıda ilk örneği, desteği, öğütçüsü senin milletin BÜYÜK TÜRK MİLLETİDİR!..
SEN TÜRKSÜN!..
On ikibin yıl evvelinde yeryüzünün başka milletleri mağaralarda, taş kovuklarında yaban adamları gibi yaşarken senin dedelerin ORTA ASYA denilen Anayurdunun göbeğinde kurdukları şehirlerde yaşar
Altın başlı kargısı, gümüş bezeli terkisi ile ağızlar sulandırır, gözler kamaştırırdı. Yeryüzüne şenliği, medeniyeti senin ataların verdi. Atı dağdan indirip kuzu gibi yapan, üstüne binip dağlar aşan ve taş kovuklarına sinmiş başka milletleri şaşkın şaşkın kendisine baktıran senin milletin, BÜYÜK TÜRK MİLLETİ’ dir.
SEN TÜRKSÜN!..
Yeryüzünün her zaman var ve var olacak en yüce milletinin eğilmez, bükülmez, aslan yürekli oğlusun! Senin kolunu bükecek, başını eğdirecek başka bir millet yoktur. İlk önce bunu böyle bil ve milletinin anlatacağımız alnı açık tarihini belleyerek başını dik, yüreğini pek tut! TÜRK YURDUNUN, TÜRK BENLİĞİNİN düşmanlarına kıl kadar boyun eğme!..’’
PROF.DR. HALİL İNALCIK,
Halil İbrahim İnalcık; Türk tarih Profesörü 1916’da İstanbul’da daoğdu,2016’da Ankara’da öldü. Bakanlar Kurulu Karar’ıyla Fatih Camiine defnedildi. Cumhurbaşkanı ve Başbakan cenaze namazına katılarak, tabutunu omuzladılar.
Chicago, Ankara, Londra, Bilkent ve Balıkesir Üniversitelerinde hocalık yaptı. Atatürk için söylediği ve yazdığı konuyla ilgili iki sözü aktarıyorum.
‘’Müslüman Türk Anadolu’su, onu GAZİ olarak, İslam için çarpışan bir kahraman olarak karşılıyordu. Vatan için o Halaskar idi. Bir kurtarıcı idi. Ama o her şeyden önce GAZİ idi. ‘’Manalı bir hayat için kendinize uzak, büyük bir gaye koyun, sonrada onu gerçekleştirmek için çok çalışın. Çalışma uğruna yalnızlığı seçmeyin, hayatınız noksan kalır. Tanrı bizi çift yaratmış.’’
Osmanlıda Türklere şu denilirdi, aman Türk’üm deme sonra devletin parçalanır. Türk bu korkuyla kendi kimliğinden korkar ve ondan kaçar oldu. Ama devlet diğer etnik gruplara hoşgörülüydü, her türlü etnik hürriyeti tanıdı Devlete ısınırlar sandı.
Türkler Osmanlıyız veya Müslümanız derken diğer gruplar Arap, Rum vs. kendi kimliklerini geliştirip bilinçlendiler. Ama ne zaman ki devlet tökezledi ve beklenen o büyük gün geldi, hepsi devlet içinde devlet olmuş halde birer birer Türk’ün karşısına dikildiler.
Türk hazırlıksız, şaşkın ve kimliksizdi. Kendisine anlatılan din kardeşliği ezberi de bozulmuş bir halde yara bere içinde Anadolu’ya sıkıştı. Sonra oraya da gelip gırtlağına sarıldılar. En son halifenin de aslında kendisine yabancı olduğunu fark den Türk, 1920 itibariyle Mustafa Kemal’in etrafında kenetlenip yeni bir kimlik inşasına girişecekti.
Bu Türk tarihinde Ergenekon’dan çıkıştan daha zor bir hamle idi. Ve girişime fetvalarıyla karşı duran güçlü bir ulema sınıfı vardı.’
’
BÜYÜK İSKENDER’DEN,
‘’Büyük İskender, hiçbir kusuru konusunda onu uyarmayan vezirine ‘’Sana ihtiyacım yok demiştir’’. Veziri; ‘’ Neden Hükümdarım?’’ İskender: Çünkü ben bir beşerim, bu kadar sürede benim tek bir hatama bile rastlamadıysan, cahilsin demektir. Örtbas ettiysen de o zaman hainsin demektir.’’
Bugün ülkemizde, Büyük İskender’in vezirlerinden çok. Büyük İskender var mı? Olsaydı zaten adı BÜYÜK olurdu. Bizde, Seyyid Ahmed Arvasi hocamızın ‘’İslamiyet’i kurtarmayı bırakın! İslamiyet’le kurtulmaya bakın’’… Sözünün devamı, ‘’Türklüğü kurtarmayı bırakın! Türklükle kurtulmaya bakın’’… Yeryüzündeki bütün Türkler ve Müslümanlar ancak Türk Birliği ile kurtulur. Türk-İslam aleminin bunu bilmesi gerekir, elbet bir gün bu birlik gerçekleşecektir.
Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.