Bu bayramda da gelenek değişmedi; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), kendi kutlamasını kendisi yaptı. CHP, saat 13.00'de Atatürk Anıtı'na çelenk koyarak Cumhuriyet Bayramı'nın 101. yılını kutladı. Törende CHP İl Başkanı Bilal Özdemir de bir konuşma yaparak, "Cumhuriyet Bayramı'nın 101. yıl kutlamaları kapsamında çelenk sunma törenimize hoş geldiniz" dedi.

Her bayram, ülke ayrı bir felaket, ayrı bir hukuksuzluk ve ayrı bir skandalla çalkalanıyor. Tüm dünyada demokrasi ve hukuk devleti gelişirken, bizde tam tersine her Cumhuriyet Bayramı'nda daha da geriye gittiğimizi görüyoruz. Cumhuriyet, demokrasi varsa bir anlam ifade eder. Demokrasi yoksa rejimin adı ne olursa olsun, bu bir dikta rejimidir. Demokrasi, yasama, yürütme ve yargının eşit olduğu, birbirine üstünlükleri olmayan bir sistemdir.

Can Atalay olayında, yargının ve Meclis'in yürütmeye teslim olduğunu gördük. Anayasa Mahkemesi'nin açık ve net kararına rağmen seçilmiş milletvekili Can Atalay hâlâ cezaevindeyse, bu durum yargının ve Meclis'in yürütmeye tam bağımlı olduğunu gösterir.

Önceki dönem Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu için olağan mahkemeye çağrı yöntemleri yerine zorla getirme kararı çıkartılıyorsa, yargı bağımsız değildir.

Sayın Ekrem İmamoğlu’nun söylediği söz suç teşkil etmemesine rağmen açılan dava ile cezalandırma ve siyasi yasak ihtimalinin hâlâ Demokles’in kılıcı gibi beklemesi, yargının bağımsızlığından bahsetmeyi olanaksız kılmaktadır.

Küçük bir köyde, savunmasız, masum bir kızı katledenleri tespit edemeyen yargının bağımsızlığından söz edemeyiz. Bu ülkede hâlâ Narinler katlediliyorsa, hâlâ bebekler para için öldürülüyorsa, bu etkin bir yargılama ve ceza sisteminin olmamasındandır.

Bu tespitler, Türkiye’deki yargı sisteminin ne denli sorunlu olduğunu gözler önüne seriyor ve Cumhuriyet Bayramı’nın ruhuna uygun bir geleceğin inşa edilmesi gerektiğini vurguluyor.