Sokak hayvanlarını koruma adı altında faaliyet gösteren bazı derneklerin, milyonlarca lira tutarındaki bağışları kişisel kazanca çevirdiği ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, "hayvanseverlik" maskesi altında organize edilen bu büyük vurgunun detayları kamuoyuna yansıdı.

Pati Koruyucuları Derneği, Ankara Patili Canlar Derneği, Patileri Koruma Derneği, Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği ve Can Paticikler Koruma Derneği isimli yapılanmalara yönelik başlatılan operasyonda, hayvan hakları üzerinden duygusal sömürü yapan 16 kişi hakkında soruşturma başlatıldı, bunlardan 10'u tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Soruşturma kapsamında elde edilen banka hareketleri ve mali raporlar, gerçeği tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Toplanan 25 milyon 440 bin 584 TL'lik bağışın, hayvanlara mama almak ya da tedavi ettirmek yerine, şüphelilerin kişisel hesaplarına, hatta yakınlarının hesaplarına sistemli şekilde aktarıldığı belirlendi.

En dikkat çekici detaylardan biri ise, Pati Koruyucuları Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Ayşe Taşkıran’ın ortağı olduğu bir şirketin müdürüne, sadece “mama” açıklamasıyla 6.4 milyon lira para transferi yapılmış olması. Bu paranın karşılığında ne kadar mama alındığı, kime verildiği, hangi hayvanların beslendiği ise tamamen belirsiz.

Güven duygusunu kullanarak insanları duygusal olarak bağlayan bu tür sahte yardım organizasyonları, hayvanseverliği ve sivil dayanışmayı ciddi biçimde zedeliyor. Olayın ortaya çıkmasının ardından çok sayıda vatandaş, “Yıllardır bu derneklere mama parası gönderiyorduk, meğer duygularımızla oynamışlar” diyerek tepki gösterdi.

Yetkililer, bu tür dolandırıcılık vakalarına karşı vatandaşları uyararak, bağış yapmadan önce mutlaka şu soruları sormalarını istiyor:

Bu derneğin resmi izni var mı?

Mali raporları şeffaf şekilde açıklanıyor mu?

Bağış yaptığımda detaylı harcama belgesi gönderiliyor mu?

Faaliyetleri gerçek mi, yoksa sosyal medya şovundan mı ibaret?

Hayvanlara duyulan sevgi, sorumlulukla birleşmediği sürece istismar edilebiliyor. Bu olay, sadece kötü niyetli birkaç ismin açığa çıkarılması değil; kamuoyunun bağış yapma bilincinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini de ortaya koyuyor.