Milletvekili Yaldır "Halk Oy Verdi, Sülale Göreve Geldi"

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, belediyede bazı daire başkanlıkları ve müdürlüklerde yaşandığı öne sürülen “akraba atamaları” ile ilgili eleştirilerin hedefinde. Tugay’a, İzmir’in değerlerini koruması ve liyakat ilkesine sahip çıkması yönünde çağrılar yapılıyor. “Ya feodal düzene boyun eğecek, ya da halkın hakkını savunacak” mesajlarıyla kamuoyunun tepkisi giderek artarken, belediyede bazı yöneticilerin birinci dereceden akrabalarını farklı kadrolarda işe aldığı iddiası tartışmaları alevlendirdi

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde bazı birimlerde yaşanan atamalar, “aile kadrolaşması” iddialarını beraberinde getirirken, kamuoyunda tartışmalar da büyüyor. Belediyede bazı yöneticilerin yakın akrabalarını farklı pozisyonlara yerleştirdiği yönündeki iddialar, tepkilere neden oldu.

Vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşları, İzmir’in uzun yıllardır sahip çıktığı liyakat ilkesinin ihlal edildiğini savunarak, Büyükşehir Belediye Başkanı’na çağrıda bulundu:
“Ya feodal düzene boyun eğecek, ya da halkın hakkını savunacak.”

İzmir kamuoyunda geniş yankı uyandıran tartışmalar, sadece torpil ya da kişisel kayırma eleştirisiyle sınırlı kalmadı. Bazı çevreler bu durumu, belediyenin adeta bir “aile şirketine” dönüştürülmesi olarak tanımlıyor. Eleştiriler, iktidarın kadrolaşma politikalarını yıllardır eleştiren çevrelerin, yerel yönetimlerde benzer uygulamalara yönelmesini de çelişkili bir tutum olarak değerlendiriyor.

İşçilerin hakkı istismar ediliyor iddiası

Belediye bünyesinde alın teriyle çalışan personelin haklarının da bu yapı içerisinde gözetilmediği ileri sürülüyor. Yapılan açıklamalarda, kamusal kaynakların halk yararına değil, belirli çevrelerin ekonomik ve sosyal çıkarlarına hizmet eder hale geldiği vurgulanıyor.

"Bu artık sadece torpil değil, bir ahlak sorunu"

Uzmanlar, bu tarz uygulamaların sadece kamu yönetimi açısından değil, etik değerler ve toplumsal güven açısından da büyük yaralar açtığını belirtiyor. “Bu artık yalnızca bir torpil meselesi değil, derin bir ahlaki çöküştür” değerlendirmeleri kamuoyunda sıkça dile getiriliyor.

Gözler şimdi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’na çevrilmiş durumda. Başkanın bu iddialar karşısında nasıl bir tavır sergileyeceği ve belediyede adil, şeffaf bir yönetim anlayışını korumak için nasıl bir adım atacağı merak konusu.