Okçuluk, Türk milletinin tarihinden bugüne uzanan en köklü spor dallarından biri. Sadece bir spor değil; bir kültür, bir disiplin ve bir yaşam biçimi. Bu kadim geleneğin modern temsilcileri arasında Mete Gazoz gibi dünya çapında gurur duyduğumuz isimler yer alıyor. Ancak bu kez dikkat çeken bir başarı, Aksaray’dan geldi.

Aksaray Valisi Mehmet Ali Kumbuzoğlu'nun eşi Canan Kumbuzoğlu, katıldığı etkinlikte okçuluk alanındaki başarısıyla göz doldurdu. Geleneksel yayla attığı ok hedefi tam 12'den vurdu. Kimi zaman sembolik anlamlar taşıyan bu vuruş, bu kez hem isabet hem de zarafetle taçlandı. Etkinliğe katılanlar, Canan Kumbuzoğlu’nun duruşu ve atışıyla adeta “okçulukta da iddialıyız” mesajı verdiğini dile getirdi.

Aksaray’da son dönemde ata sporlarına yönelik ilginin artması, bu tarz örneklerle daha da anlam kazanıyor. Okçuluk, sadece geçmişe saygı değil; aynı zamanda disiplin, sabır ve ruh terbiyesi isteyen bir uğraş. Canan Kumbuzoğlu'nun gösterdiği bu başarı ise, hem kadınların bu spordaki yerini güçlendirmesi hem de Aksaray’da kültürel spor faaliyetlerine verilen önemi göstermesi açısından anlamlı bir örnek oldu.

Aksaray Valisi Mehmet Ali Kumbuzoğlu'nun eşi Canan Kumbuzoğlu, katıldığı etkinlikte okçuluk gösterisiyle dikkatleri üzerine çekti. Ata sporumuz olan okçulukta yayı eline alıp oku hedefe doğrulttu ve tam isabetle nişan aldı. Hedefi tam 12'den vuran Canan Kumbuzoğlu, izleyenlerden büyük alkış aldı.

Sadece bir atış değil, aynı zamanda bir duruştu bu. Asalet, zarafet ve özgüvenle yapılan bu vuruş, geçmişin izlerini bugüne taşıyan sembolik bir mesaj gibiydi. Kadim Türk kültürünün taşıyıcılarından biri olan okçulukta böylesine isabetli bir görüntü, hem spora olan ilgiyi artırdı hem de kadınların bu alandaki varlığını güçlü bir biçimde hatırlattı.

Aksaray’da kadim değerlere sahip çıkan ve bunları geleceğe taşıyan bir yönetim anlayışının sadece protokolde değil, ailede de vücut bulması, şehrin kültürel iklimine ayrı bir derinlik katıyor. Canan Kumbuzoğlu'nun bu isabetli atışı ise, sadece bir hedefin değil; toplumsal farkındalığın, kadının gücünün ve kültürel sürekliliğin de tam 12’den vurulmasıydı.