SATIR ARASI (Ayşe ALP)

Tarih: 28.06.2025 00:57

AFAD Bu Şehirde Nefes Alıyor mu?

Facebook Twitter Linked-in

Bir zamanlar afet dendi mi gözler ilk onlara çevrilirdi… 

Çünkü AFAD, bu milletin zor zamanlarda dayandığı çınardı. 

Ama şimdi o çınarın gövdesi kuru, yaprağı dökülmüş, dalı kırılmış gibi…

Evet, sözüm Aksaray AFAD İl Müdürlüğü’ne. 

Zira 2025 yılındayız ve yılın yarısı geride kaldı. 

AFAD ne yaptı biliyor musunuz? Sadece 2024 yılında 20 vakaya müdahale etti. 

Yanlış okumadınız. Koca bir ilin AFAD’ı, sadece 20 olaya koşmuş!

Oysa 2023 yılında bu sayı 400’dü. 

Önceki yıllarda daha da fazlaydı. 

Peki ne değişti? AFAD mı yoruldu, yoksa biz mi unuttuk bu kurumun ne işe yaradığını?

Bu yıl yaşanan yangınlara, sıkışmalı trafik kazalarına, kanala düşen araçlara, ağaçta mahsur kalan hayvanlara vs AFAD gitmedi. 

Kimin sırtına yıkıldı bu işler? 

Aksaray Belediyesi’nin İtfaiye ekiplerine, yıkıldı. İtfaiye ekipleri, gece gündüz sahadaydı. 

UMKE, ihtiyaç duyuldukça devreye girdi. 

Aksaray Emniyet Müdürlüğü ekipleri, onca olayın arasında  kurtarma ekibi gibi çalışıyor, 

Ama AFAD? Sahada yok!

Birileri çıkıp “ekipman eksik” diyebilir. 

E haklılar! Çünkü Erzincan’a, Sivas’a gönderilen araçların yerine yenisi gelmedi. 

AFAD’ın envanterinden düşen araçların yerine tek bir yenisi konulmadı. 

E hal böyle olunca, “vakaya neden gidemedik?” sorusunun cevabı çok net: 

Çünkü gidecek araç yok, gidecek irade yok!

Bir zamanlar okullarda çök-kapan-tutun tatbikatı yaparlardı, şimdi bırakın okulu, kendi binalarında bile görünmüyorlar. 

Eskiden gönüllüler vardı, mahalle mahalle afet farkındalığı yayarlardı. 

Şimdi gönüllüler ya küstürüldü ya da sessizce dağıtıldı.

Şunu açıkça söylemek lazım: 

AFAD Aksaray’da sadece tabelada var. 

Ne sahada var, ne gönüllüde, ne ekipmanda, ne vicdanlarda...

Aksaray halkı bu boşluğu görüyor. 

Deprem, sel, yangın... Hepsi kapıda. 

Ama AFAD kapı duvar.

Bir kurumun tabelasıyla değil, sahadaki varlığıyla konuşması gerek. 

Bugün AFAD susuyor.

O yüzden ben soruyorum:
Bu şehirde AFAD nefes alıyor mu? Yoksa hep birlikte, sessizce toprağa mı gömdük?

2024 yılından bugüne kadar sadece 20 olaya müdahale etmiş bir kurumdan bahsediyoruz! 20 olay... 

Bir yıl boyunca!

Ve ben şimdi sormak zorundayım:
Hiçbir faaliyeti olmayan, krizlere koşmayan, sokakta olmayan bir kurumun çalışanları neden maaş alır? 

AFAD Müdürü ne iş yapar? Sahaya inmeyen bir müdürün makam aracı neden olur? 

O makam aracı hangi olay yerine gitti son 1,5 yılda?

Ha pardon... Bayramlarda, akşam vakitlerinde ev gezmelerine gidiyorlar ya, onun için lazımdı tabii o araçlar! 

Kimin arabasıyla “özel ziyaretler” yapılıyor, o benzin kimin cebinden çıkıyor, onu da vatandaş gayet iyi biliyor.

Şimdi birileri çıkıp, “Erzincan’a, Sivas’a araç gönderdik” diyecek.

E tamam da, hani fazlasını geri  gönderecektiniz? 

O vaadi de unutmadım, unutmayacağım.

Gönderilen araçların yerine tek bir yeni araç gelmedi. 

AFAD’ın envanteri boşaldı. 

Ekip yok, gönüllü yok, eğitim yok, hareket yok.

Ve sonra çıkıp “neden müdahale edemedik?” diye soruyorlar. 

Nasıl edeceksiniz ki? Elinizde araç yok, irade yok, sorumluluk duygusu yok.

Üstelik iş sadece teknik yetersizlikle de sınırlı değil. 

Bu şehirde AFAD’ın ruhu yok artık. 

Kuruma olan güven gitmiş, yerini sessizlik ve hayal kırıklığı almış durumda.

Ama işin daha da acı tarafı ne biliyor musunuz? 

Aksaray’ın milletvekilleri, geçtiğimiz günlerde Turizm ve Kültür Müdürümüzün Kırşehir İline atanmasının engelleyemediler! 

Bu  şehre hizmet eden bir  kişinin daha gitmesine  göz yumuldu.

Oysa o koltukta oturan Mustafa Doğan, bu memlekete çok şey kazandırdı. 

Turizm deyin, kültür deyin, tanıtım deyin… 

Adam taş üstüne taş koydu.

Madem bir görev değişikliği yapılacaktı, 

AFAD İl Müdürü neden gönderilmedi? 

Gerçekten… Bu şehirde AFAD Müdürü ve personeli ne iş yapıyor bilen var mı?

Ben bilmiyorum. Bu halk da bilmiyor. 

Ama görevi olmayanın makamı, faaliyeti olmayanın aracı, iş yapmayanın maaşı olmamalı bu ülkede!

Bu millet, selde, yangında, enkazda, depremde  “nerede kaldı AFAD” diye bağırırken; sıcak koltuklarda oturanların cevabı bu olmamalı!

Ve ben susarsam, unutulacak sanıyorlar. Hayır!

Unutulmayacak en azından unutturmayacağız…

Çünkü Artık sessiz kalmayan bir sessiz çoğunluk var..

Ben Bu şehrin vicdanını, susanların sesiyle değil, görenlerin kalbiyle yazıyorum.
Ve buradan sesleniyorum

AFAD’ı unutmadım. Unutmayacağım. Unutturmayacağım!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —