Türk Milletinin kahir ekseriyeti, adam yerine konulmak istediği için, CUMHURİYETİYLE övünüyor, gurur duyuyor. Adam yerine konulmak istenmeyenlere de elbette bizim diyeceğimiz olamaz. Ne yazikki Cumhuriyetin neler getirdiğini ve milletin sırtından hangi yükleri attığı gerçeği tam anlaşılmış değildir. Özellikle seçme hakkı olmak üzere birçok hakları insanımız 99 yıl geçmesine rağmen tam kullanamamaktadır. Eline tutuşturulan listedeki insanları seçme zorunda kalması gibi.
Yurttaş, Devletin, Cumhuriyetin ve Demokrasinin kendinin olduğunu dolaysıyla koruma, kollama ve denetleme görevinin de kendine ait olduğu gerçeğini üstlenemiyor. Bu görevi devredemeyeceğini, devrettiği zaman tebaa ve maraba durumuna düşeceğini de tam anlamış değil. Halkımız, Cumhuriyetin kendine verdiği haklara sahip çıkarak, yaşantısını ve geleceğini hiç kimsenin tekeline bırakmadığı gün, Cumhuriyet ve Demokrasi kökleşmiş olacaktır.
Cumhuriyet birçok eksiğine rağmen, 300-400 yıllık yapılan hizmetlerin çok daha fazlasını 99 yılda yapmış durumdadır. Aynı şekilde Cumhuriyetin kurulduğu tarihte ülkenin, bilimde, teknolojide sanatta, tıpta ve sağlıkta, iş âleminde yetişmiş insanları yokken, Cumhuriyetle yetişmiş ehliyet ve liyakat sahibi insanlar ülkesi olmuştur. Cumhuriyet kurulduğu gündeki lise sayısı Aksaray İlindeki sayıdan çok daha azdı. Akıl sahipleri, durumu değerlendirerek Cumhuriyeti; temel hedefinden saptırmanın asla mümkün olamayacağını görebilirler.
Aydın’dan Çakırbey Çiftlik ağası Adnan Menderes’i Başbakan, Isparta İstanköy’den Süleyman Demirel’i Başbakan ve Cumhurbaşkanı, Zonguldak’tan Bülent Ecevit’i Başbakan, Malatya’dan Turgut Özal’ı Başbakan ve Cumhurbaşkanı, Sinop’tan
Necmettin Erbakan’ı Başbakan, İstanbul’dan Tansu Çilleri Başbakan, Rize’den Mesut Yılmaz’ı Başbakan ve Yine Rize’den Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan ve Cumhurbaşkanı olmasını sağlayan Cumhuriyete ve onu kuranlara karşı olanlara ve hakaret edenlere bu kadirşinas Türk Halkı, gerekli dersi vermelidir.
İsimlerini zikrettiğimiz ve etmediğimiz zatlar Cumhuriyet olmasaydı, Başbakanlık, bakanlık bir tarafa, sarayda kâtip bile olamazlardı. Bildiğim kadarıyla bu zatların hiç biri devşirme değil. Ancak bir ihtimal saraya damat olduklarında başbakan veya bakan olma ihtimalleri söz konusu olabilirdi. Bu gerçekleri tersyüz eden zavallılara açıyorum.
Biliyoruz Türkiye’de yaşamasına rağmen Türk Milletinden olmayanlar, Cumhuriyete hücum etmek için fırsatlar yaratmada çokta becerikliler. Bunlar açıkça düşmanlığını belli edenler, etmeyenler diye iki ana gruba ayrılıyorlar. Bir üçüncüsü de her iki tarafa karşılığını alarak uşaklık ve hainlik ediyorlar da, kara gözlü Türkler neden sessiz?
Hainler devede kulak kadar. Ama ülkenin ekonomisini, eğitimini, hükümetini etkileyecek bürokratik, siyasi, ekonomik, sosyal- kültürel güce ve dış desteğe sahip. Asırlardır Türk Milletinin başına bela olan bu şer güçleri ülkede her taşın altında, her siyasi kuruluşta, her sivil toplum örgütünde, her tarikat ve cemaatte varlarda aceba Milli İstihbarat nerede?
Bunlar, 1839’da İmparatorluğu güçlendirmek için ilan edilen Tanzimat Fermanını, 1908’de İttihat Terakki Cemiyetinin icraatlarını, sabote ederek Türklüğün aleyhinde kullanılmasın sağladılar. Netice olarak koskoca devlet olan, Türk İmparatorluğunu yerle bir ettiler. Cumhuriyetin kurulmasını önlemeye çalıştılar önleyemediler. 99 yıldır da yıkmaya, dağıtmaya, halkı birbirine düşürmeye çalıştılar, haylıda yol aldılar ama sonuç alamadılar.
‘’Cumhuriyet; yurttaşın adam yerine konulmasıdır’’. Tarifine yürekten katılıyoruz. ‘’ Cumhuriyet; Bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, düşüncemizi yok etti’’ görüşünü şiddetle kınıyoruz. İsteyen adam yerine konmayı, isteyen tebaa olmayı seçebilir. Eğer birileri Cumhuriyete, Türk’e, Atatürk’e ve Milletin Birliğine, Devletin varlığına düşmansa, ya haindir, ya gafil, ya da aldatılmış zavallıdır. Her Türk’ün hedefi, önce Milli Birlik ve Büyük Türkiye sonra TÜRK BİRLİĞİ’’i ve TURAN olmalıdır.
CUMHURİYETİMİZ KUTLU OLSUN, MİLLETİMİZ VAROLSUN. HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.
