Türk siyasetinde; batırdı, enkaz bıraktı, cahil, hain, hırsız, sözleri kadar çirkin, üzücü, kinleştiren, bölen, milli birliği yaralayan, beka denilen devletin ve milletin var olmasını ve kalıcılığını zora sokan, tehlikeli başka hiçbir söz yok. Başta liderler ve siyaset yapanların büyük çoğunluğu bu sözleri kullanmaktan çekinmiyorlar hatta seneler geçtikçe dozunu artırıyorlar. Rakibini yıkmaya, karalamaya, kaybettirmeye yukardaki sözler yetmiyorsa, son zamanların modası olan, Gerici, Tutucu, Yobaz, Cumhuriyet ve Demokrasi düşmanı, Faşist, Komünist, Terörist. Bölücü, Ftöcü, Amerikancı, Moskovacı, Pekin’ ci, HDP’li ve PKK’lı sözlerine, 100 kadar daha eklerseniz olur biter. Yahu ortada somut herhangi bir suç varsa bu ülkede yargı yok mu? Sizler siyaset yapacağız diye birbirinizi yargısız infaz yapıyorsunuz. Bu yargıyı, ahlaka, hukuka uygun mu görüyorsunuz? Kin aşılayan, bölücülüğün kapısını açan gereksiz sözleri kısaca tarif edelim: BATIRMAK: Yok etmek, yıkmak anlamlarında kullanılmaktadır. Tarihte hiç bir Türk devleti dışarıdan yıkılmamıştır. Meşru yollardan güç elde etmeyenlerle, meşruluğunu kaybetmişlerin yıkıcı çalışmaları neticesinde ancak yıkılabilmiştir. Yani siyaset yapanlar bölmekten kaçınmalıdır. ENKAZ: Yıkıntı, döküntü, çöküntü anlamlarını ifade eder. Türk Cumhuriyeti için enkaz kelimesini kullanmak bu devlete ve millete, yapılan en ağır hakaret teşkil eden sözlerdir. Enkaza, örnek olarak Karabağ’ı ve Kırım’ı verebiliriz. Ermeniler Karabağ’da, Ruslar Kırım’da taş üstünde taş bırakmayarak, Karabağ’ı ve Kırım’ı enkaz haline getirmelerine denir. Türkiye’de değişen iktidarlar enkaz devretseydi, bu gün Türkiye diye bir ülke ve millet kalır mıydı? Elbette kalmazdı. İktidarlar, görüşüne gücüne vede becerisine göre hizmet yaptı ve demokrasi gereği gitti. Millet ve Devlet duruyor. HAİN: 1.Kutsal sayılan şeylere kötülük eden. 2. Zarar vermekten, üzmekten, kötülük etmekten hoşlanan (sadist) kimse. 3- Vatanı, Devlet Milleti ve Bayrağı aleyhine çalışan, satılmış kimse. Bir ülkede hain ve hainler varsa bunları ortaya çıkarmak, iktidar ve muhalefet partilerinin işi mi, bağımsız adliyelerin işi mi? Elbette Milli istihbaratın ve bağımsız yargını işi mi, iktidar veya muhalefet parti başkanlarının ve yöneticilerinin işi mi? İktidar olmaya çalışan siyasi parti, başkan ve sözcüleri Batırdı ve Enkaz kelimelerini dillerinden düşürmüyorlar. Bu kelimelerin halkın moralini ne kadar bozduğunu, mutluluğunu ve geleceğe güvenini ne kaybettirdiğini dolaysıyla verimi de düşürdüğünü, düşünmüyorlar. Darda kaldıkları her zaman, Batırdı ve Enkaz kelimelerini daha çok kullanıyorlar. Ve kırık plak gibi tekrarlayıp duruyorlar. Hâlbuki partilerinde, demokrasinin D’si bile yok. Başka bir hastalıkta, iktidar olan parti, muhalefete düşüp tekrar iktidar olduğunda, Enkaz ve Batırdı gevezeliğine daha hızlı sarılıyor. Aceba diyorum siyaset yapanların büyük kısmı, âlim olmasa bile gerçekten, anlaması, kavraması, sezgisi güçlü, anlayışlı yani ARİF olan halkı hiç mi tanımıyorlar, tanımak işlerine mi gelmiyor? Bizce tanımıyorlar daha da beteri saygı da duymuyorlar. CAHİL kelimesine gelince, Dünyanın hiçbir yerinde cahil ve aptal halk yoktur. Yöneticiler tarafında aldatılan yani gerçekleri ve tarihi değiştiren, yanlış öğretilmesini sağlayan yöneticiler vardır. Bizim ülkede özellikle yöneticiler gerçeği pek sevmez. Yöneticiden kastımız sadece iktidarlar değildir. Sorumluluk verilenlerin tamamıdır. Yöneticilik, evlenilerek kurulan aile birliğinde başlar. Doğacak çocuklardan, Cumhurbaşkanına kadar devam eder. HIRSIZ: Başkasının malını kimse görmeden alan, 2- Hayırsız, uğursuz mana manalarındadır. Netice olarak söylemek istediğimiz, İmparatorluklar ve 80 kadar devlet kurmuş 2022 yılı itibarıyla 8 bağımsız, 15 yarı bağımlı devleti olan, dünya medeniyetine ortak olmuş, çağ değiştiren bu mazlum Türk Milletinin fertlerini birbirine düşürerek ve hakaret ederek siyaset yapanlar asla doğru ve haklı olamaz. Yapanlardan da tarih iyi bahsetmez. Türklüğün ve İslam’ın kayıtsız şartsız koruyucusu bu millete bu kadar zulmetmeyin lütfen. Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.
