1914’da başlayıp, 1918’de sona eren 1. Dünya Savaşında, 15-16 milyon asker ve sivil öldü. Felaketin sonunda Osmanlı İmparatorluğu tarihe karıştı. 1 Dünya Savaşı, 620 yıllık Osmanlı İmparatorluğunu götürdü. Atatürk ve arkadaşları tarafından Türk adıyla kurulan, 2. Türk Devletini getirdi.
Türk Halkı seçme ve seçilme hakkını, istediğini başbakan ve cumhurbaşkanı seçme hakkını kazandı. Taba olmaktan kurtuldu, haklarına sahip vatandaş oldu.
Türkiye Cumhuriyeti, Dünya’daki 200 devlet içinde ilk yirmide olmayı başardı. 2023 yılında halen tebaa olmak kurtulamayanlarımızda maalesef mevcut.
Cumhuriyet, kurumlarını oluşturdu, tebaa olan halkı her türlü haklara sahip vatandaş yaptı. Vatandaşlarına padişahların değil, Allah’ın kulu olduklarını anlatmaya çalıştı. Bilime ve eğitime büyük önem verdi.
Osmanlının bıraktığı borçları, fakru zaruret içinde olduğu halde ödedi. Köle muamelesi gören kadınlara seçme ve seçilme hakkı vererek eşit vatandaş olduğunu kabul ettirdi. Dinle devlet işlerini ayırdı, din sömürüsüne son verdi.
Kültürüne ve tarihine sahip çıktı, Dünya devletler listesinde onurlu yerini aldı. 1. Dünya Savaşı, Atatürk’le Türk Devletini getirdi. Padişahlığı götürdü. Birinci Dünya Savaşının yaraları sarılmadan 1939’da İkinci Dünya Savaşı başladı 1945’de bitti. 1. Dünya Savaşında 15-16 milyon asker ve sivil ölmüştü. 2. Dünya Savaşında ölenler üçe katlandı, 45-50 milyon sivil ve asker öldü.
Dünya barış ve güvenliğini korumak, uluslararası ekonomik, toplumsal ve kültürel iş birliği oluşturmak için 24 Ekim 1945’de Birleşmiş Milletleri, 4 Nisan 1949 yılında, ortak savunma örgütü olarak NATO kuruldu. Türkiye, iki kuruluşta yerini aldı.
Türkiye, Birleşmiş Milletler ve NATO’yla uyum içinde olmak ve Rus tehdidini önlemek amacıyla 1945 yılında, gerçek demokrasiyi uygulamak için çok partili sisteme geçti. 1946’de Demokrat Parti kuruldu ve 1946 seçimlerine girdi.
1950 yılında yapılan Genel Seçimde iktidar oldu. 30 yıldır iktidar olan Cumhuriyet Halk Partisi kaybetti, 4 yıllık Demokrat Parti iktidar oldu. 2. Dünya Savaşı Türkiye’ye çok partili sistemi getirdi,
CHP ile İsmet İnönü’yü götürdü, Demokrat Parti, Celal Bayar, Adnan Menderes ve Demokrat Partiyi iktidara getirdi.
1946’dan bu yana 77 yıldır eksiğiyle-fazlasıyla, kesintiler hariç seçimler yapılıyor. Türkiye, gelişmişlik yönden dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almayı başardı. Kalkınma ve büyümede yoluna devam etti.
Türkiye, Kazakistan ve Azerbaycan öncülüğünde ‘’Dünya Türk Devletler Teşkilatı’’ nı kurdu. Dünya Türk Devletler Birliğini kurup, Avrupa, Amerika, Rusya ve Çin seviyesinde dünyada söz sahibi olma zorunluluğuna inanıldı.
Türk Devletlerinin, egemen güçlerin baskısından kurtulup tam bağımsız olma zamanının da çoktan geldiği görüldü.
TURAN konusunda emin adımlarla ilerleyerek Türklüğün ve ümmetin kurtuluşu sağlanabilir. Bunun için Cumhuriyet ve demokrasiden asla taviz verilmemeli ve birlik bozulmamalıdır.
Türkiye, Dünya’daki gelişmelere uyum sağlama konusundaki başarısı kadar yurt içinde başarılı olamadı. Ülkede Cumhuriyet ilkelerine uyum sağlama konusunda, siyasi kurumlar iktidar- muhalefet, millet ve devlet kurumları arasında uyum, anlaşma sağlanamadı. İç ve dış tahrikler ve kışkırtmalar neticesinde, Ordu 1960 darbesini yaptı. Bin bir emekle kurumlaşmaya çalışan siyasi partilerin çoğu kapatıldı.
Yüce Divan denilen uyduruk bir mahkeme ile başbakan ve iki bakan asıldı. Halk ikiye bölündü.
1960 ihtilali Demokrat Pati iktidarını gönderdi, Halk Partisi’ni de iktidara getiremedi. 1963’de yapılan seçimde hiçbir parti tek başına iktidar olacak oyu alamadı. Koalisyon hükümeti kuruldu.
1965 genel seçiminde Demokrat Partinin devamı olan Adalet Partisi tek başına iktidara geldi. 1960 İhtilalcilerinin yaptığını halk beğenmedi, Süleyman Demirel’i Celal bayar ve Adnan Menderes hatırına tekrar getirdi. Askerleri gönderdi.
77 yılda, siyasetçiler demokrasiyi hiçbir zaman doğal mecrasında yürütemedi. Kültürel ve siyasal değişim yapamadı. 77 yıldır iktidar-muhalefet- kavgası, inançla- demokrasi kaygası, cahillikle- bilim kavgası bitmedi. Hiçbir zaman siyasi iktidarla, Ordu- Anayasa Mahkemesi- Yargıtay- Danıştay- Sayıştay- Yüksek seçim Kurulu- Üniversiteler ve diğerleri bir devletin kurumları gibi anlaşarak görev yapamadı. Görev yapıyor görünmeyi yani süreyi doldurmayı esas mesele yerine koydu.
Türkiye, 1965 lerden 1975 lere kadar çok ciddi kalkınma ve dünyada saygınlık kazandı. Güçlü Türkiye görmek istemeyen iç ve dış şer güçleri harekete geçerek, ülkeyi karıştırmayı başardılar. İktidar- Muhalefet 1960 öncesinde bir araya gelip olayları önleme yerine tam tersine, karışıklıkları daha da tahrik etti. Neticede
1960 öncesi ahmaklıkları tekrarlandı ve 1980 İhtilali oldu. Türkiye bir daha sarsıldı, halk bir daha ikiye bölündü. 10 binler işkence gördü, yüz binler işsiz kaldı. Dostlar üzüldü, olmayanlar sevindi. Türk Halkı askerleri gönderdi,
Turgut Özal’ı ve Anavatan Partisini getirdi. 1991 den 2002 yılına kadar geçen 11 yıllık; Mesut Yılmaz 1991-1991, Süleyman Demirel 1991- 1993, Tansu Çiller 1993- 1996, Necmettin Erbakan 1996- 1997, Mesut Yılmaz 1997-1999, Bülent Ecevit 1999- 2002 yılları arasında Türkiye tam altı başbakan gördü.
Ekonomik buhranlar, siyasi geçimsizlikler ve üstüne 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi Türkiye’yi al üst etti. Gölcük Depreminde; 18.373 kişi öldü, 48.901 yaralandı, 505 kişi sakat kaldı, 285.211 ev, 42.902 iş yeri hasar gördü,
16 milyon insan depremden değişik düzeylerde etkilenmiştir. Bu deprem Ülkede MİLAT kabul edildi, ama o günden 2023 yılına kadar hiçbir şey yapılmadığı 10 ildeki depremle ortaya çıktı.
Siyasi ve ekonomik kriz, Gölcük Depremi bütün partileri götürdü, Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti’yi getirdi. İktidar gücünü elde etmek için partiler arasında kavga dolaysıyla birlikte çalışma olamıyor. Daha beteri neredeyse birinin ak dediğine diğeri kara diyor.
Türkiye’de devleti idare edenlerle etmek isteyenler arasında 70 yıldır hiçbir uyum görülmemiştir. Ülke idarede, adeta Ortadoğu, Balkanlar, Afrika ve Güney Amerika ülkelerine benzemektedir.
6 Şubat 2023 tarihinde olan ve 11 ili kapsayan deprem felaketinde bile birlik sergilenememiştir.
6 Şubat 2023 depreminde, şimdilik 45.000 kişi hayatını kaybetti. 448.018 kişi yaralandı, 16 günde 7 bin 184 artçı deprem kaydedildi. Depremden 13.500.000 vatandaş etkilendi. 80-100 milyar dolar mali hasar meydana geldiği hesaplanıyor.
70 yıldır Türkiye hükümetleri maalesef deprem ve benzeri felaketlerde, bilimsel hareket etmediği için ortaya başarı koyamadı. Umarız asrın felaketi yöneticileri bilime, ehliyet ve liyakata yöneltir.
Bu felaket kimleri götürecek, kimleri getirecek? GÖRECEĞİZ. Gelenler, bilime, akla, ehliyet ve liyakata önem verseler yeterde artar. HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.
