102 yıllık Cumhuriyet, demokrasinin tam uygulanamaması nedeniyle Türk halkının özgür vatandaş olmasına yetmedi. Gerçekten ciddi yol alındı. Türk halkı, yetersiz eğitim, despot yönetim ve baskılar altında tam demokrasiyi yaşayamadı. Özgürlük ve bağımsızlığın şuuru verilemedi. Özgürlüğün ilk maddesinin iktisadi hürriyetle olacağı bilinci yerleştirilemedi. Klasik hürriyetle yetinildi. Faşist, komünist ve diktatör yönetimlerinde de klasik hürriyet vardır. Türkün, genlerindeki hür olma fikri nedeniyle elbet bir gün kemal-ı cehaletten (cehaletin zirvesi) kurtularak, iktisaden hürriyetine, özgürlüğüne ve mutluluğuna kavuşacaktır. Bu asil millet, tutucuların, koltuk meraklıların ve çağdaş olmayanların etkisinden elbette kurtulmayı başaracaktır.
Mazlum Milletimizin bir gün kasvetten kurtularak, ayağa kalkacağından, kimse şüphe etmemelidir. Vakarlı haliyle, basiretiyle, ilimle, yazgı ve kaderine yön verecektir. İhtiyacı olan güç, genlerinde mevcuttur. Tarihen bunu defalarca ispat etmiştir. Cumhuriyet ve demokrasi, bazı bencil yöneticiler yüzünden gelişimini tamamlayamamıştır. Elbet birgün tamamlayacaktır. İnanması birlik olması, rehavetten kurtulması, titreyerek özüne dönerek, haklarını alçalacaktır. Özgürlüğünü kazandığında da kimse elinden alamayacaktır.
Türk Halkı, Cumhuriyet ve demokrasiye sahip çıkıp biat kültüründen kurtularak, özgür vatandaş olacaktır. Dolaysıyla Türk Alemi, sömürülmeden ve geri kalmışlıktan kurtulacaktır. Bunun mazereti olmadığını bilmesi kafidir. Aydın vatandaşların nefsani düşüncelerden kurtulup, halkın aydınlanması için bütün güçleriyle çalışarak, millet ve vatan borcunu ödemelerinin ilk vazife olduğuna inanma mecburiyeti vardır.
Türk Halkı üretimde, ilim ve teknolojide, gelişmiş ülkeler arasındaki mesafeyi kapatıp, onlar yerinde sayarken tarihteki liderlik yerini alacaktır. 500 yıl süren doğu ve Türk uygarlığına tekrar kavuşacaktır. 1453 yılanda meleklerin dişi mi, erkek mi tartışmasıyla meşgul, Bizans bilginlerini aratmayan örümcek kafalara bırakmamalıdır. Devlete hiçbir gurup hâkim olmamalıdır. Toplumun sadece demokrasiyi inanması yeter. Dolaysıyla ilim, sanat, teknoloji ve medeniyet gelişecektir. Küçük beyinli yöneticilerle olması söz konusu olamaz.
Cumhuriyet ve demokraside imtiyazlı gruplar olamaz. Bir tarafta şaşalı yaşam, diğer tarafta ekmek gaygısı varsa, bağnazlığı yok etme çabaları istenilen neticeyi alamaz. Dolaysıyla toplumda nizam sağlanamaz. Hiçbir alanda denge kurulamaz. Gevşeklik ve tembellik, hâkim olduğundan, birlik de sağlanamaz.
Netice olarak 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde uygulanan ve daha mükemmeli henüz bulunmayan, hukukun üstünlüğü, laiklik, sosyal devlet ilkesini kapsayan, cumhuriyet ve demokrasi korunmalıdır. Milli gelir bölüşümü de gerçekten kanunla garanti altına alınarak bir tarafta varlıklılar diğer tarafta yoksullar ortadan kaldırılmalıdır. Bu da demokratik sistemin amasız, fakatsız uygulanmasıyla olacaktır. Yeter ki toplum inansın ve istesin. Her vatandaş, iktisadi özgürlüğüne kavuşsun. Yöneticiler abesle iştigali bırakılıp, ileriyi görerek, Milli Şeref ve Haysiyeti gözardı etmeden görev yapmalıdır. Ta ki Türk Birliği kurulup, hayata geçmesine ve Turan’ın kurulmasına kadar.
Ramazan Bayramı’nın, kıymetli okuyucularımıza, Türk Milletine, Türk Alemine ve İslam Ülkelerine kutlu olmasını vede birlik getirmesini Tanrı’dan niyaz ediyorum.
HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.
