Tren gelir hoş gelir, ama Aksaray’a uğramaz!
Yıllardır dillerde bir türkü: "Tren gelir hoş gelir..."
Hoş da gelir, hızlı da gelir...
Ama nedense Aksaray’a hiç uğramaz!
Tam 20 yıldır bu şehir bir tren hayaliyle yaşatılıyor. Her seçim öncesi “geliyor” denilen o kara tren, ne ak tren oldu, ne hızlı tren... Olmadı, olamadı. Çünkü kimse gerçekten getirmek istemedi. Getiriyormuş gibi yaptı.
İşin aslı şu:
Bu memleketin evladı, Ankara’ya vekil gönderdi. Bakan ağırladı. Ulaştırma heyetleriyle pozlar verdi.
Ama bir Allah’ın kulu da çıkıp, “Sayın Bakan, Aksaray halkına 20 yıldır demiryolu sözü veriliyor, ne zaman?” diye sormadı!
Soran olmadı, çünkü korkan çoktu.
Soran olmadı, çünkü unutmuş gibi yapmayı tercih ettiler.
Soran olmadı, çünkü hesap vermektense kaçmayı seçtiler.
Şimdi hızlı tren hattı çiziliyor…
Niğde’den geçiyor, Nevşehir’e uğruyor, Kırşehir’i selamlıyor, Koçhisar’dan bile bir hat alıyor ama Aksaray yine dışarda.
Yine kıyıda, yine ötede, yine umursanmamış bir şehir gibi...
Mesele tren değil sevgili dostlar, mesele zihniyet!
Mesele yıllardır o makamlarda oturanların; Aksaray’ın hakkını, Ankara’nın kapılarında arayamaması.
Mesele, o çok paylaşılan "Sayın Bakanımızla çok verimli görüşmeler yaptık" cümlesinin içinde Aksaray’ın tren meselesinin hiç geçmemesi!
Eğer geçseydi, şimdi bir temel atma töreni olurdu.
Eğer konuşulsaydı, bir tarih verilirdi.
Eğer hatırlatılsaydı, o tren belki gerçekten gelir olurdu.
Ama yok.
Yok çünkü Aksaray'ın demiryolu kaderi, sadece seçim afişlerinde yer buldu.
Yok çünkü bu şehir hep oy verdi ama hakkını bir türlü alamadı.
Yok çünkü bu şehir hep sustu. Artık susmamalı.
Buradan açıkça yazıyorum:
AK Parti milletvekilleri, il teşkilatı ve bu kentte “biz bu işi takip ediyoruz” diyen herkes…
Demiryolu meselesinde somut bir adım atmadan, icraata dayalı bir gelişme paylaşmadan kimse “hayırlı hizmet yaptık” demesin.
Bize müjde değil, mürekkep lazım.
Bize poz değil, kazma kürek lazım.
Bize trenin geleceği gün değil, trenin rayı lazım!
Kültür Park’taki oyuncak trenle avunan değil, organize sanayiye yük treni giren bir Aksaray istiyoruz.
20 yıl geçti. Bu şehir artık aldatılmak değil, taşın altına elini koyan görmek istiyor.
Yoksa seçim geliyor, biz trenin gelmediğini değil, sizin gittiğinizi yazarız!
Aksaray’da bir kuşak tren hayaliyle büyüdü, ikincisi o hayalin vitrinde nasıl çürüdüğünü gördü.
Şimdi üçüncü kuşak geldi… Hâlâ aynı laf, hâlâ aynı ezber:
“Demiryolu çalışmaları sürüyor, Aksaray da bu hatta dâhil edilecek.”
Hangi hat?
Kimin hafızasında?
20 yılda bir ray bile düşmeyen Aksaray toprağına, artık hiçbir söz düşmez beyler!
Geçmişi unutmadık...
2004’te vaat edildi, olmadı.
2009’da gündeme geldi, ertelendi.
2011’de dosya hazırlandı, Ankara’ya sunuldu dediler.
2015’te proje tamamlandı dendi.
2018’de “şartlar oluştu” diye müjde verildi.
2023’te “çalışmalar başladı” dendi…
Ve 2025’e geldik. Hâlâ aynı noktadayız.
Ama bakın Niğde öyle mi?
Yük treni giriyor, lojistik merkezleri kuruluyor.
Kırşehir, Nevşehir geçiş hatlarıyla entegre olmanın planını yapıyor.
Koçhisar bile “ben de varım” diyor.
Aksaray mı? Oy veriyor, susuyor, bekliyor!
Ankara’da ağırlanıp Aksaray’da ağırlık koyamayan vekiller
Şimdi burada oturup tek tek isim saymanın kimseye faydası yok. Zaten bu şehir kimin ne yaptığını, ne yapmadığını çok iyi biliyor.
Kimisi Ankara’ya gitmeyi “ziyaret” saydı, kimisi “görüştük” deyip döndü.
Ama kimse sormadı:
“Sayın Bakan, Aksaray’ın tren projesi ne aşamada?”
“Bu şehir OSB’siyle, ihracatıyla, stratejik konumuyla bunu fazlasıyla hak ediyor” diyemediler.
Vekil olup da masaya dosya bırakmayanları biliyoruz.
Teşkilat koltuğuna oturup da raydan habersiz olanları da…
Ve en acısı da şu:
Bazıları bu konunun konuşulmasından bile rahatsız!
Sanki demiryolu istemek marifet değil, kabahat!
Sanki hesap sormak düşmanlıkmış gibi...
Oylar trene binip gidiyor, tren Aksaray’a uğramıyor
Her seçim dönemi, bu şehir yine “hayırlı müjdeler”le kandırılıyor.
Fotoğraf karelerine sıkışan heyet ziyaretleri, ayaküstü açıklamalar, kuru cümleler...
Ama ne ihale var, ne kazı, ne kazma, ne kürek.
Seçim yaklaşınca yine sahneye çıkacaklar…
Yine “biz o dosyayı takip ediyoruz” diyecekler…
Yine “bakan beye sunduk” diye başlayacak cümleler kurulacak…
Ama biz artık yemiyoruz!
Bu şehir 20 yıl boyunca sizin sözlerinizi tren gibi bekledi.
Ama o tren bir ray üzerinde bile ilerlemedi.
E madem tren gelmiyor, o zaman sözlerinizi de paketleyip uğurlayın!
Halka vaat değil, artık hesap verin!
Bu şehir sizin babanızın çiftliği değil.
Aksaray, “Nasıl olsa oy verir” diye kaderine terk edilecek bir şehir değil.
Anadolu’nun tam ortasında, dört bölgeyi birbirine bağlayan, ihracat rekorları kıran, organize sanayisi büyüyen bir şehirden söz ediyoruz.
Ama ne yazık ki tren haritasında bile adı geçmiyor!
Ey AK Parti teşkilatı...
Ey seçilmiş milletvekilleri...
Ey "görüştük, ilettik, takip ediyoruz" cümlelerine sığınanlar...
Artık kelime değil, çelik görmek istiyoruz.
Ray görmek istiyoruz.
Kazı görmek istiyoruz.
Ve bu halk, tren için verdiği oyu geri isteyecek kadar sabrını tüketti!
Oyuncak trenle avutulacak şehir değiliz!
Çocuklar bile biliyor ki tren ray ister, siyaset ise omurga!
Aksaray ray bekliyor, siz hâlâ omurgasız sözler veriyorsunuz.
O yüzden Kültür Park’taki oyuncak trene binip bol bol poz verin…
Gerçek tren o raylara gelmediği sürece, hiçbir sözünüz anlamlı değil.
Bu yazı burada bitmez.
Tren geldiğinde değil, tren gelmediği sürece yazmaya devam edeceğiz.
Ve her satır, sizin sustuğunuz her günde biraz daha sertleşecek.
Çünkü biz susmadık, susmayacağız!
Çünkü bu şehir hak ettiği hizmeti, sadece Allah’tan değil, kuldan da ister!