Aksaray'da yeni bir akım başladı.
Adı da bizzat bana ithaf edilmiş:
“Ayşe yazarsa şikayet et” akımı.
Aslında çok yaratıcı bir isim.
Tebrik ederim.
Hatta birde önerim var:
Valilik ve Belediye zaman zaman eğlenceli videolar çekiyor ya,
Bir yenisini de bu akım için çekebilirler. :)))
“Ayşe yazdı mı, hemen şikayet et” diye mizahi bir versiyonunu yapalım.
Hazır gündem mizah doluyken biz de katkı sunalım!
Ama mesele şaka değil.
Mesele ciddi.
Bu şehirde bir şey değişti, her şey değişti dediğimizde neyi kastettiğimizi hâlâ anlamayanlar var.
STK'lar, bazı kurumlar, hatta siyasiler…
Sanıyorlar ki Aksaray eski Aksaray.
Sanıyorlar ki “ben yaptım oldu”, “duyulmaz, konuşulmaz, yazılmaz” devri sürüyor.
Ama o devir bitti beyler!
Artık bu şehirde gazeteciler susturulamuyor.
Yada susturulamayan gazeteciler var…
Artık “birilerini memnun ederiz, diğerlerini yok sayarız” devri sona erdi.
Yanlış yapan her kimse yazılır, konuşulur, deşifre edilir.
Siyasetçisi, bürokratı, STK başkanı, iş insanı Gazeteci, Radyocu,fark etmez.
Hele ki kamuya hizmet ediyorsanız, kamu önünde hesap da vereceksiniz!
Benim son yazılarımdan rahatsız olanlar olmuş.
Ne yapmışlar? koşa koşa Şikayet etmeye kalkmışlar.
Şikayet etmek için Yeni adresi açıklıyorum…..
Valla adres doğru Ankara! beyler:
Çünkü ben kalemimin hesabını sadece Allah’a veririm.
Kuldan çekinmem ama saygı duyarım.
O saygıyı da herkese hak ettiğince veririm.
Son bir aydır olan olaylarda;
Aksaray’da basın uzun zamandır ilk kez bu kadar net, bu kadar dik durdu.
Aynı doğruda birleşti.
Çünkü artık bu şehir yalnız kalmayacak.
Aksaray’ın hakkını, hizmetini, geleceğini kimse kirli emellere kurban edemeyecek.
O yüzden bu “şikayet akımı”nı sürdürecek olanlara bir mesajım var:
Şikayetleriniz boşuna;
Ne yazımı kaldırırım, ne kalemimi bırakırım.
Ne de yanlışa doğru derim.
Ve son bir not: Geçtiğimiz haftalarda yaşanan skandalları,
sessiz kalınan yanlışları da yarına bırakıyorum.
Çünkü daha çok şey anlatacağız.
Haydi bakalım,
Ayşe’yi bol şikayetli günler sizin olsun.
Hoşça kalın!
