Aksaray tarihi bir zirveye ev sahipliği yaptı. UCLG-MEWA gibi uluslararası bir kuruluşun yönetim kurulu toplantısı, Orta Doğu’dan Balkanlar’a birçok belediye başkanını, diplomatları ve bürokratları şehrimizde buluşturdu.
Yerel demokrasinin, kalkınmanın ve dayanışmanın konuşulduğu salonda; dünya Aksaray’ı izledi.
Evet, zirve bitti. Ama bizde kavga bitmez.
Aksaray Belediye Başkanı Dr. Evren Dinçer’in çabalarıyla ayağımıza kadar gelen bu diplomatik fırsat, bazıları için hâlâ "küçük hesapların" ötesine geçememiş.
Vizyon değil, husumet üretmeye devam ediyorlar.
Tüm Türkiye'nin konuştuğu, dünya belediyelerinin temsilcilerinin katıldığı bu dev organizasyonda, Aksaray’ın seçilmişleri neden yoktu?
Çünkü bu şehrin geleceğinden çok, kendi egoları önemli.
Çünkü bir belediye başkanının başarılı olmasını kabullenemeyen, "bizden değilse yansın" zihniyeti hâlâ iş başında.
Bu şehirde kavga, bazılarının geçim kapısı olmuş.
Protokolde yer almak için yarışanlar, uluslararası masalara sırtını dönüyor.
Aksaray’ın geleceğine dair bir cümle kuramayanlar, kimin nereye oturduğunu dert ediyor.
Ama ne olursa olsun…
Zirve bitti, evet.
Ama bu şehri yukarıya taşıyacak o irade devam ediyor.
Kavga edenler dursun, çalışmaya devam edenler tarih yazacak.
Ve gün gelecek…
Bu şehir kimin çalıştığını, kimin ayağına çelme taktığını unutmayacak.
Başarı olsun ama kendi ellerinden çıksın.
Başkası yapınca “görmezden” geliyorlar.
Açık açık söyleyelim: Bu memlekette artık Aksaray için çalışanla, kendi koltuğu için çalışanı birbirinden ayırmak zorundayız.
Ve ne acıdır ki, koltuğu için yaşayanlar artık bu şehirde kalkınmayı değil, dedikoduyu yatırım olarak görüyor.
UCLG-MEWA gibi bir yapı Aksaray’da toplanıyor, adam hâlâ “kim çağırdı bunları?” diyor.
Dünya Aksaray’a gelirken, o hâlâ WhatsApp gruplarından çamur atmanın derdinde.
Biz bu filmi çok izledik…
Aynı zihniyet “havaalanına ne gerek var” diyordu.
Aynı kafa “hızlı tren hayal” diyordu.
Şimdi çıkmış, “belediye başkanı uluslararası toplantı yapıyor da bize ne?” diyor.
Sana bir şey yok zaten.
Sen koltuğu dolduramıyorsun ki vizyonu göresin.
Bu şehir Evren Dinçer’in şahsında, partiler üstü bir başarı hikâyesi yazma şansı yakalamışken;
Sen hâlâ arka odada kim kimi çağırdı kavgasındasın.
Vali orada, rektör orada, Cumhuriyet Başsavcısı orada,kaymakamlar orada, yurt dışından gelen belediye başkanları orada…
Sen neredesin?
Bu millet notunu verdi.
Aksaray için çalışanı da, çalışıyor gibi yapanı da gördü.
Zirve bitti…
Ama notlar alındı.
Ve unutulmasın: Siyaset günü kurtarma işi değil, yarınlara iz bırakma meselesidir.
Dünya Aksaray'ı konuşuyor…
AKSARAY, SADECE ZİRVEYE DEĞİL, TARİHE DE EV SAHİPLİĞİ YAPTI!
Aksaray, günlerce etkisi sürecek; sadece ulusal değil, dünya basınının da büyük ilgi gösterdiği muazzam bir zirveye ev sahipliği yaptı.
15 ülkeden 35 belediye başkanı, 44 ülkeden valiler ve üst düzey 120 yetkilinin katıldığı bu uluslararası buluşma; anlatılmaz, yaşanır cinstendi.
Ana teması iklim değişikliği ve kuraklık olan bu zirve, savaş altındaki Müslüman coğrafyalara da ses oldu.
Savaştan dolayı ülkesinden çıkamayan bir belediye başkanının gönderdiği video mesajı, zirvenin en hüzünlü ve en unutulmaz anı olarak hafızalara kazındı.
Şimdi soralım kendimize:
1 milyonluk metropoller dururken neden bu organizasyon Aksaray’da yapıldı?
Yarım milyonluk bir şehir, neden bu dev yapının üyesi oldu?
Ve neden Aksaray Belediye Başkanı Dr. Evren Dinçer, UCLG-MEWA’nın yönetim kuruluna seçildi?
Sorular basit. Ama cevap daha da net:
Çünkü Aksaray artık eski Aksaray değil.
Çünkü Dr. Evren Dinçer sıradan bir belediyecilik değil, vizyoner ve insan odaklı bir şehir yönetimi sergiliyor.
Çünkü Aksaray, onun liderliğinde artık sadece çevre illerle değil, metropol şehirlerle yarışıyor!
6 yılda yapılmaz denilenleri yaptı.
Kentsel dönüşümde örnek, sosyal projelerde öncü, çevresel sürdürülebilirlikte model bir şehir yarattı.
1 milyonluk metropol şehirlerin arasında, henüz 500 bin nüfusa bile ulaşamamış bir şehir olan Aksaray neden böylesi dev bir zirveye ev sahipliği yapar?
Neden Aksaray Belediye Başkanı Dr. Evren Dinçer, UCLG-MEWA gibi birliğin yönetim kurulu üyeliğine seçilir?
Neden bu şehir bu kadar ön plana çıkar?
Aslında cevap oldukça net:
Dr. Evren Dinçer’in vizyoner belediyecilik anlayışı sayesinde…
Yapılamaz denilen kentsel dönüşüm projeleri, insan odaklı dev atılımlar ve çevre illeri geride bırakacak düzeydeki kalkınma hamleleri sayesinde…
Bugün Aksaray, artık sadece İç Anadolu’da küçük bir şehir değil; dünyayla yarışan, geleceği planlayan ve örnek gösterilen bir kenttir.
UCLG-MEWA Genel Sekreteri Mehmet Duman’ın şu sözleri bu gerçeği özetliyor:
"Belediyeler yol yapmak, asfalt dökmek için değil; sürdürülebilir çevre yönetiminde bilinçli, tecrübeli ve proje üretebilir olmalı."
Ve ardından gelen o tarihi cümle:
"Aksaray, sürdürülebilir çevre yönetiminde örnek bir şehir!"
Bugün bizlere bu gururu yaşatan, Aksaray’ın adını dünya şehirleriyle yan yana yazdıranlara şükran borçluyuz.
Sayın Belediye Başkanımız Dr. Evren Dinçer, Hiçbir işten geri durmadığınız, "bu iş olmaz" demeden Aksaray için her riski göze aldığınız için size teşekkür ediyoruz.
Sayın Valimiz Mehmet Ali Kumbuzoğlu, Şehrimizin projelerinde Belediye Başkanımızı yalnız bırakmadığınız, kurumlar arası tam bir uyumla hareket ettiğiniz için size de teşekkür ediyoruz.
Bugün yaşadığımız bu büyük onur, aslında yarının daha da büyük hedeflerine atılan bir adımdır.
Evet, bu şehir artık dünyaya açılıyor.
Ve evet, bu şehir artık sadece yaşanabilir değil, yaşanması istenen bir şehir haline geliyor.
Teşekkürler Sayın Başkan Dr. Evren Dinçer, Teşekkürler Sayın Valim Mehmet Ali Kumbuzoğlu.
Aksaray’ı dünyanın gündemine taşıdığınız, cesaretle, inançla ve kararlılıkla bu şehri geleceğe hazırladığınız için.
Ama…
Keşke herkes bu kadar cesur olabilse.
Keşke herkes, kişisel çıkarların değil Aksaray’ın çıkarlarının peşinde koşsa.
Keşke herkes makam, mevki ve koltuk yerine; Aksaray’ın büyümesi, gelişmesi ve yaşanabilir bir şehir olması için mücadele etse.
Keşke yapılan güzel işleri takdir edecek, hataları ise korkmadan dile getirecek kadar vicdan sahibi olabilsek.
Ve en çok da…
Keşke herkes Aksaray’a, AŞKLA bağlı kalabilse…
Evet, bu şehir artık dünyaya açılıyor.
Ve evet, bu şehir artık sadece yaşanabilir değil, yaşanması istenen bir şehir haline geliyor.
