Bir Öğrencimi, Bir Evladı, Bir Ülküdaşımın Emanetini Kaybettim**
Bazen bir haber yazarken kalem elinde titrer, yüreğin kelimelere sığmaz…
İşte bugün o günlerden biri…
Aksaray’da meydana gelen bir trafik kazasında, henüz hayatının baharındaki Alperen Çetinkaya kardeşimi kaybettik.
Direksiyon hâkimiyetini kaybeden aracın takla atması sonucu ağır yaralanmış, günlerdir yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyordu…
Ne yazık ki, Alperen bu sabah o mücadeleyi kaybetti.
Bu satırları sıradan bir haberin devamı olarak değil, kalbimin tam ortasına düşen bir acının ifadesi olarak yazıyorum.
Çünkü Alperen, sadece bir kazada hayatını kaybeden genç bir insan değil…
Benim öğrencimdi.
Evet, tam 7-8 yıl önceydi. Direksiyon eğitmenliği yaptığım dönemde, o direksiyonun başında heyecanla, umutla, hayal kurarak otururdu.
O yıllarda yüzünde hep bir gülümseme, içinde hep bir heves vardı.
Hayatı boyunca da o mütevazı, saygılı ve efendi duruşunu hiç bozmadı.
Bugün ise, o eller direksiyon başında son kez titredi…
Bu şehirde son yıllarda gençlerin hayatını alan trafik kazaları birer istatistik değil, birer yürek yangınına dönüşüyor.
Her kaza, bir annenin evlatsız kalması, bir babanın omzuna çöken dünyadır.
Ama bu kez o baba, benim dava arkadaşım Durmuş Çetinkaya…
MHP saflarında, aynı ülküyle, aynı inançla yıllarca omuz omuza yürüdüğüm bir gönül insanı.
Bugün onun gözlerindeki acıyı anlatacak bir kelime yok.
Bir evlat toprağa düşüyor…
Bir baba göğe bakıp sessizce yıkılıyor…
Alperen’in ardından, geriye bir sessizlik kaldı.
O sessizlikte direksiyonun önemi, hızın bedeli, dikkatsizliğin sonucu yankılanıyor.
Artık her geçtiğimiz kavşakta, her virajda, bir yürek çarpıntısı var.
Çünkü her kazanın bir istatistik olmadığını en iyi biz biliyoruz.
Her kaza, bir hayatın yarım kalması demek.
Bir annenin duası, bir babanın feryadı, bir dostun yüreğine saplanan bıçak demek.
Bugün Alperen için dua edelim.
Rabbim onu rahmetiyle kuşatsın, mekanını cennet eylesin.
Babası Durmuş Kardeşime ve ailesine sabır ve metanet nasip etsin.
Ama en önemlisi…
Lütfen artık direksiyon başında hayatı ciddiye alalım.
Çünkü bir anlık dalgınlık, bir ömürlük pişmanlığa dönüşüyor.
Ve o pişmanlık, sadece bir kişiyi değil, bir camiayı, bir şehri, bir yüreği yakıyor.
Rahat uyu Alperen.
Sen bir öğrenciden fazlasıydın.
Bir emanettin, bir kardeştin, bir umut idin…
Ve biz seni hiç unutmayacağız.