Oy oy oy…
Senin sosyal demokratlığını sevsinler!
Neymiş efendim, CHP’nin, İYİ Parti’nin ve de Anahtar partinin yapamadığı muhalefetliği yapıyormuş.
Sevsinler seni!
Senin patronun da kimsenin yapamadığı muhalefetliği yaptı yıllarca.
Etliye sütlüye dokunmuyor gibi görünüp, asıl etini de sütünü de kaymağını da yedi bu milletin.
Evet, ondan bahsediyorum: Ceren Nergiz.
Kim bu Ceren Nergiz, önce ondan bahsedeyim.
Ablası Sağlık İl Müdürlüğü’nde çalışan bir memur.
Kendisi de öğrendiğim kadarıyla gazetecilik mezunu.
Aksaraylı değil ama Yeni Aksaray Gazetesi’nde çalışıyor. Sanıyorum grafiker olarak,
Çünkü patronu gibi kendisini de hiç haber ya da toplantılarda görmedim.
Şimdi diyeceksiniz ki patronu kim?
Patronu, 25 yıldır belediyeye ait bir gayrimenkul üzerinde, kardeş cemiyeti olan,Orta Anadolu Gazeteciler Cemiyeti gibi bedava oturan, hak-hukuk ve yetim hakkı bilen (!)
Aksaray Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ali Südemen.
Yani Yeni Aksaray Gazetesi.
Evet, Ceren Nergiz…
Yeni Aksaray Gazetesi tarafından yayınlanmayan bir haberi kendi sosyal medya sayfasında paylaşarak Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya kalktı.
İYİ TAKTİK…
Hatırlayacaksınız, Aksaray Belediye Başkanı Bilim Merkezi’nde Kur’an kursları arasında bir yarışma düzenledi.
Bu kurslara giden öğrencilerin Kur’an ihtiyaçlarını karşılamak ve çocukları sevindirmek için Kur’an-ı Kerim hediye etti.
Benim için önemli olan budur!
Son Peygamber Hz. Muhammed Mustafa’ya indirilen, bizim de kutsal kitabımız olan Kur’an-ı Kerim’in dağıtılmasından rahatsız olan,
Sözüm ona gazetecilik mezunu grafiker hanım çıkıp, sırf muhalefet olsun diye “6.000 adet Kur’an-ı Kerim’in bir cemaate yakın olduğu iddia edilen firmadan basıldığını” paylaşmış.
HATTA KIYAK ÇEKİLDİĞİNİ söylemiş…
Şimdi soruyorum:
Kutsal kitabımızın çocuklara hediye edilmesinden kim, neden rahatsız olur?
Muhalefetlik yapmak uğruna Kur’an-ı Kerim’i bile malzeme etmek nasıl bir anlayıştır?
Ve sırf Kur’an-ı Kerim’i başka bir matbada bastırdı diye Evren Dinçer’i bir cemaatle ilişkilendirmek nasıl bir vicdandır?
Ayrıca sırf karınızı, kızınızı, kardeşinizi işe almadı diye,
Evren Dinçer’den intikam almak için bir cemaate yakınlığı iftirasını atabilmek nasıl bir vicdandır?
Bu paylaşımı sözde haber yapmak nasıl vicdandır?
Evren Dinçer’i linç etmek için iftira atmak nasıl vicdandır?
İftira atmak günahtır.
Eleştirdiğiniz, basılmasından rahatsız olduğunuz o Kur’an-ı Kerim’de, yani kutsal kitabımızda yazıyor.
Bu mudur sosyal demokratlık, bu mudur gazetecilik?
Ayrıca şu da dikkatimi çekti:
Bu kadar ayrıntıyı bildiğine göre, belli ki içeriden bilgi sızdırılıyor.
Çalıştığın gazete resmi ilan yayınlıyor, dolayısıyla evraklara ulaşmanız kolay.
Ya da belediye içinde çalışan, size haber akışı sağlayan, size bilgi taşıyan birileri var.
Kim acaba o? :)))
Ve soruyorum: İş adamlarının, matbaacıların,
Şu ya da bu cemaate yakın olduğu bilinirken neden özellikle Evren Dinçer bu işten vurulmak istendi?
Bu da oldukça manidar!
Bu iftiranın arkasında kim var acaba…
Bana kalırsa asıl mesele şu:
Belediye o 6.000 Kur’an-ı Kerim’i sizin gazetenin matbaasında bastırmadı.
Eğer bastırsaydı, eminim bu paylaşımı yapmayacaktın.
Çünkü o zaman senin çalıştığın gazete kazanacaktı.
Hem de belki dört katı fiyatla…
Ama mesele sadece matbaanın işi alamaması değil.
Mesele, sizlerin Evren Dinçer’den istediklerinizi alamayınca kalemlerinizi intikam için oynatmanız.
Eleştiri yapın, sorun değil.
Ama Kur’an-ı Kerim’i, Kur’an kurslarını malzeme ederek siyaset yapmaya kalkarsanız, işte orada yanlış yaparsınız.
Bakın, Evren Dinçer’in yaptığı iş kıymetli bir hizmettir.
Minik çocuklara Kur’an-ı Kerim hediye etmekten daha güzel ne olabilir?
Siz ne isterdiniz?
Bedava oturduğunuz cemiyet binasına ek bina mı?
Kızınızın, kardeşinizin ya da karınızın belediyeye alınmasını mı? Yoksa tomar tomar para mı?
Doğru olanı eğri göstermekten vazgeçin!
Sabır taşıma ağır yük bindirmeyin.
Çünkü Kur’an-ı Kerim’e, kurslara, kutsallarımıza dil uzatmaya kalkarsanız, işte orada duracaksınız.
Bu arada, bu paylaşımı ortada dağıtan siyasetçiler de din istismarından, prim yapmanın derdine düştüler.
Hayırdır, Evren Dinçer’i halkın gözünden düşürmek için bulduğunuz yeni yol bu mu?
Sizlerin zekasına hayranım, olmayan zekanıza…
Son olarak şunu iyi bilin:
Ben bu filmi daha önce de seyretmiştim.
Bir milletvekiline atılan iftirayı hiç unutmadım.
O milletvekili bu atılan iftirayla kaybetmedi, kazanan oldu.
Halk artık iftiralara prim vermiyor, kıymet vermiyor.
Bilin istedim.
Benim için din üzerinden siyaset yapmak da yanlıştır, dinimize saldırmak da.
Ama muhalefet uğruna Kur’an-ı Kerim’i aşağılamaya kalkışmak, kabul edilemez bir alçalmadır.
Aksaray’da yeni bir fitil ateşlenmek isteniyor.
Ama bu millet bu oyuna gelmez.
Çünkü Müslüman mahallesinde kimseye salyangoz sattırmayız!
Unutmayın: Kur’an-ı Kerim’e dil uzatmak, sadece bir belediye başkanına değil, bütün Müslümanlara, bütün inananlara hakarettir.
Buna susmam, sessiz kalmam. Kutsalımıza el uzatan, karşısında beni bulur!
BANA BAŞKA ŞEYLER AÇIKLATTIRMAYIN…